Yaşam fotoğrafları ve çalışan insanlar
İnsanların günlük yaşantılarını fotoğraflarken, fotoğraflanan kişilerin
karakterlerinin ön plana çıkartılması en önemli unsurlardan biridir. Fotoğrafı
çekilen kişinin ruh hali, iç dünyası ne kadar
başarılı yansıtılırsa, fotoğrafa o kadar lezzet katılmış olur. Çalışan
bir insanın yaptığı işten aldığı zevk veya işin o insana verdiği sıkıntı, işi
yapan kişinin yüzüne mutlaka yansıyacaktır. İşte bu an yaklanarak çekilmiş
fotoğraflar duygu yükü bakımından zengin fotoğraflardır.
Fotoğraf - 1 |
Fotoğraf - 2 |
Çalışan insanlar fotoğraflanırken, işi yapan kişiyle yaptığı iş
arasında bir ilişki kurulmalıdır. Örneğin yaşlı bir adam fotoğraflanırken yüz
hatlarının tüm detaylarını gösterecek şekilde yakın plan kadraj yapılması, o
kişinin görmüş geçirmişliği hakkında bir bilgi verse de, yaptığı iş hakkında
bir ipucu vermeyecektir. Adam bir balıkçı, çiftçi veya boyacı olabilir. Kim
bilebilir? Çalışan insanları fotoğraflarken bu muammayı ortadan kaldırmak için
çekilen kişinin bulunduğu ortam da kadraja dahil edilmelidir. Fotoğrafı çekilen
kişi ile fotoğrafçı arasında çekim öncesinde sıcak bir bağ oluşmasının, daha
doğal görüntü almamızı sağladığını bildiğimizden dokumacıyla çekim öncesi yaklaşık
30dk.’lık bir sohbet sürecinden geçiyoruz. Bu arada tezgahın hangi tarihten
beri çalışmakta olduğu, bu işin babadan oğula nasıl devrolduğu ve benzeri tüm
tarihi detayları alıyor ve çekimlerimize başlıyoruz. Bu da bize tezgah başında
çalışan kişiyi tedirgin etmeden çeşitli açılardan çekim yapmamıza olanak
sağlıyor. Az önce bahsi geçen kadrajı yaparak halı dokuyan adamı dokuma
tezgahıyla birlikte çekiyoruz (Fotoğraf 1). Dokumacı tezgahın arkasında
durduğundan ve tezgahı kullanıp kullanmadığı görülmediğinden, bu karede
dokumacının tezgahla olan ilişkisinin kurulamadığını söyleyebiliriz. Tezgahın
arkasındaki pencereden gelen kuvvetli ışık da fotoğrafta patlamaya sebebiyet
verirken ciddi bir kontrast yaratmış, aynı anda da renk ve doku kaybına
sebebiyet vermiş. Bu fotoğrafta amaç siluet çekmek olmadığından, bu açıdan
yapılan kadrajın amaca hitap etmediğini söylemek yanlış olmaz. Adamın vücudunu
boynundan bölen beyaz iplik de göz zevkimizi kaçıran bir diğer unsur olarak
gösterilebilir. Dokuma tezgahının ahşap aksamı da fotoğrafta sıkışmaya
sebebiyet vermektedir. Tüm bu olumsuz etkilerden kurtulmak için pozisyonumuzu
değiştirmeye karar veriyor ve biraz daha ayağa kalkarak deklanşörümüze yeniden
basıyoruz. Bu şekilde arka planda patlayan ışıktan biraz daha kurtulmayı,
çalışan adamın ellerini görünür hale getirmeyi ve boynu kesen ipten kurtulmayı
hedefleyerek fotoğraf 2’yi çekiyoruz. Ancak yeni pozisyonumuz da bize bazı
olumsuzlukları beraberinde getiriyor. Arka pencereden görünen araba tekerleği
ortamın atmosferini bozmaya tek başına yetiyor. Çekim yaptığımız mekanın
darlığı tripod kullanmamıza olanak tanımadığından bu açıdan net bir görüntü
elde etmemiz de mümkün olmuyor. Bunlara ilave olarak da dokuma tezgahının ahşap
aksamının da fotoğrafın sağında ve
üzerinde bir sıkışma meydana getirdiği gözümüzden kaçmıyor. Bütün bu negatif
etkenler göz önüne alındığında fotoğrafın tamamen başka bir açıdan çekilmesinin
daha uygun olacağı düşüncesine varıyoruz ve bulunduğumuz ortamdan çıkarak
çekime arka planda görünen pencereden devam etme kararı alıyoruz. Böylece hem
arkadan gelen patlamadan kurtulmayı, hem de diğer olumsuz etkenleri yok edecek
yöntemleri bulmayı amaçlıyoruz.
Fotoğraf - 3 |
Fotoğraf 3’ü diğerleriyle kıyasladığımızda çok
daha başarılı olduğunu görüyoruz. Öncelikle fotoğraf ışık arkaya alınarak
çekildiğinden daha homojen ve doygun renklere sahip bir kare elde ediyoruz.
Dokuma tezgahındaki ipin adamın boynunu kesmesinden de bu yöntemle kurtulmuş
oluyoruz. Fotoğraf 3’de bizi en çok rahatsız eden tezgahın altındaki tüp gazın
kadraja dahil omasıdır diyebiliriz. Bunun dışında arka planda kalan duvardaki
yazının adamın kafası ile kesişmesi de hoşumuza gitmiyor. 1/60 enstantane ile
çekilen bu fotoğrafta enstantane değerini olması gerekenden biraz yüksek
buluyoruz. Zira 1 veya 2 stop altındaki bir enstantane ile adamın dokuma
yaparken ki el hareketlerinin yönü biraz daha belirgin bir hale
getirilebilirdi. Arka fonun da gereğinden fazla net olması adamın zeminden
ayrılmasına engel olmaktadır. Bu tip fotoğraflarda en son istenen, konunun merkezindeki
kişi ile arka fonun birbirine karışmasıdır. Fotoğrafın en solundaki dokuma
tezgahının ahşap aksamı ile adamın oturduğu bank ve arkasındaki kilime ait
çizgilerin ufukta bir noktada birleşecekmiş gibi bir perspektif oluşturmasının
bir derinlik hissi verdiğini söyleyebiliriz. Aynı duyguyu tezgahın tam
ortasından fotoğrafın dışına fırlayacakmış gibi duran ahşap parçadan da
alıyoruz. Bankın tam ucundaki siyah leke bizi biraz rahatsız etse de bu
fotoğrafı 1. ve 2. fotoğrafla kıyasladığımızda daha başarılı bir fotoğraf
olarak sayabiliriz.
Fotoğraf - 4 |
Fotoğraf 4’de bir kalaycının büyük bir kazanı kalaylama işlemini
çekmeye çalışıyoruz. Genellikle yürüyen insanların hareketlerini ve yürüyüş
yönlerini belirginleştirmek ve fotoğrafa hareket katmak için 1/4 veya 1/8 enstantane
değerleri tercih edilir. Bu sayede yürüyen kişinin el ve ayakları hafif flu
görünüm kazanırken daha az hareket eden yüz ve vücut kısmı daha net görünür.
Benzer yöntemi kalaycı için de uygulamayı düşünüyoruz. Makinamızın pozometresi
ortamın loşluğunu 1/5 enstantane değeri olarak hesaplıyor ve bu değeri uygun
bulduğumuz için hiç bir ayarla oynamadan deklanşöre basıyoruz. Ancak görüldüğü
gibi kalaycının el hareketi çok hızlı olduğundan ayarladığımız enstantane
değeri çok düşük kalıyor ve el neredeyse görünmez bir hal alıyor. Burada
kullanılan enstantane değerinin 1/15 veya 1/30 olması doğru sonuca daha yakın
bir değer elde etmemizi sağlayabilirdi. Ancak ortam ışığının daha yüksek
enstantane değerini kaldıracak kadar yeterli olmaması bunu mümkün kılmıyor.
Kadrajın biraz daha sola doğru yapılması da sağ alt köşede yarısı görünen
şişeden tamamen kurtulmamızı ve kalaycının vücudunu tam olarak görmemizi
sağlayabilirdi.
Fotoğraf - 5 |
Fotoğraf 5’de kadrajımızı biraz daha düzelterek şişeden
kurtuluyoruz. Ortamın karanlığı bizi makinamızın flaşını kullanmaya mecbur
kılıyor. Bu tarz fotoğraflarda flaş kullanırken ortamın doğal atmosferinin
bozulmamasına özen gösterilmelidir. Bunun için flaşımızın ışık değerini 4 stop
düşürerek –1.3’e getiriyoruz. Bu da bize yeterli derecede dolgu ışığı sağlıyor.
Ancak flaşımızın ışığının kazanın parlak kalaylı kısmına tam karşıdan çarpması
ciddi bir yansıma problemini beraberinde getiriyor.
Fotoğraf - 6 |
Fotoğrafın tam ortasındaki
bu parlama bizi rahatsız ediyor ve kadrajı biraz daha genişleterek fotoğraf 6’yı
çekiyoruz. Bu karede flaş kullanmıyoruz çünkü tezgahın üzerindeki alevin ışığı
ortama yeterli bir aydınlık veriyor ve bize 1/15 değerinde bir enstantane
sağlıyor. Bu fotoğrafta kalaylanmış kazandan adamın yüzüne gelen yansımanın hoş
bir etki yarattığını söyleyebiliriz. Ayrıca kazanın kalaylanmış kısmındaki
parlama da fotoğraf 5’deki gibi ışık dengesini bozmamış. Alevin hareketi her ne
kadar kazan arkasına düşse de fotoğraf 5’e göre daha belirgin olduğundan bu
kareye hoş bir tat katmış. Aynı şekilde alevin ışığı kadrajın sağındaki şişe
üzerine tersten yansıyarak şişe üzerinde güzel bir efekt oluşturmuş. Ancak
sağda kalan teneke kutunun fotoğrafa bir şey kattığını söylemek zor. Ayrıca
fotoğrafın sağ üst köşesinin de karanlık bir boşluktan oluşması bu kadrajın da
çok doğru yapılmadığının bir göstergesi sayılabilir. Elimizle şişenin tam
sağını ve adamın şapkasının yukarıda kalan kısmını kapattığımızda daha doğru
bir kadraj elde edilebileceğini anlıyoruz.
Fotoğraf - 7 |
Fotoğraf 7’de kadrajımızı yeniden daraltarak bir çekim daha yapıyoruz.
Kadrajın daralması ışık problemini tekrar gündeme getirdiğinden flaşımızı
devreye sokuyor ve daha önce yaptığımız gibi flaş değerini –1.3’e ayarlıyoruz.
Bu sayede yeterli bir dolgu ışığı elde ederken ortamı da gereğinden fazla
aydınlatıp doğal atmosferi bozmamış oluyoruz. Bu karede hoşumuza giden
noktaların başında flaş ışığının kazan üzerinden adama yansıması. Bu bir yandan
tersten gelen ışığın adamın ön tarafının da aydınlanmasını sağlarken bir yandan
da yapılan işin kalitesini belgelemeye yarıyor. Kalaycının bu karede yaptığı
işin kalitesini sergiler gibi kazanı tutması fotoğrafa hoş bir lezzet katıyor.
Ön taraftaki alevin çatal şeklinde yukarıya doğru uzaması ve flu görüntüsü
durağan bu fotoğrafa ayrıca hareket kazandırmış. Alevin ışığının kazanın
yukarısına yansıması neredeyse siyah beyaz gibi olan bu fotoğrafa renk
anlamında da zenginlik katmış. Ancak kalaycının elinde tuttuğu bezin yansımanın
tam üzerine gelmemesini tercih ederdik. Kadrajın sağ altında kalan şişenin
üzerinde daha önceki gibi bir yansıma göremediğimizden bu şişenin de fotoğrafa
birşey kattığını söyleyemeyiz. Bütün bunların dışında olumsuz yönde dikkatimizi
çeken bir diğer unsur da kalaycının modern kıyafeti. Kareli gömlek ve beyzbol
şapkasının yapılan işle doğrudan bağdaştığını söyleyemeyiz. Bu karede iş
önlüklü veya tulumlu bir adamın bulunuyor olması atmosferi tamamlayan bir unsur
olabilirdi. Çalışan insanlar fotoğraflanırken dikkat edilmesi gereken
noktalardan biri de, işi yapan kişinin işe uygun bir kıyafet giyiyor olmasıdır.
Bu tarz fotoğraflar çekerken yazımızın en başında da belirttiğimiz gibi işi
yapan kişi ile iş arasında mutlaka bir bağ kurulmalıdır. Bu karede bahsedilen
bağ kıyafetin uygunsuzluğu nedeniyle tam olarak kurulamasa da fotoğraf tekniği
açısından önceki fotoğraflardan daha başarılı olduğu söylenebilir.
Özetleyecek olursak, çalışan insanları fotoğraflarken dikkat edilmesi
gereken noktalardan bazılarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Öncelikle fotoğrafı çekilmesi planlanan kişinin bulunduğu ortam incelenmelidir. Bulunduğu ortamın ışığı, arka planı ve düzeni vermek istediğimiz duyguyu sağlayabilecek yeterlilikte olmalıdır.
- Fotoğraflanacak kişi ile önceden yaptığı iş hakkında sohbet edilmeli ve yaptığı işin öneminin fotoğrafçı tarafından algılandığı ve değer verildiği hissettirilmelidir. Bu diyalog, çekim esnasında çalışan kişinin işini daha iyi yapmasını ve fotoğrafçının kendisini fotoğraflarken daha rahat hissetmesini sağlayacaktır.
- Yapılan kadrajda, işi yapan kişi ile yaptığı iş arasında bir bağ oluşturulmalıdır. Örneğin yapılan iş el emeği gerektiren bir iş ise, çalışan eller kadraja dahil edilmelidir. İşi yapan kişinin kıyafetinin işe uygunluğu da ayrıca dikkate alınmalıdır.
- Ortam ışık açısından yetersizse flaş kullanılmalı, ancak flaş ışığı ortamın atmosferini bozmayacak şekilde ayarlanmalıdır.
- Yapılan iş hareketli bir iş ise ve fotoğrafta bu hareketi ifade etmek istiyorsak enstantane değeri buna göre ayarlanmalıdır. Gereğinden fazla düşük enstantane hareketli kısımların kadrajdan silinmesine sebebiyet verirken, yüksek enstantaneler de hareket yokmuşcasına donuk görüntü elde etmemize sebep olabilir.
No comments:
Post a Comment